WhatsApp Destek

Histeroskopinin Uygulama Alanları Nelerdir

Paylaş

Histeroskopinin Uygulama Alanları Nelerdir?

1.Tanısal (Diagnostik) Histeroskopi:

Tanısal işlemler için ofis histeroskopi yeterlidir. Anormal kanaması olan hastalarda alınan biyopsi sonucunda kanser olmamasına karşın tedaviye yanıt alınamıyorsa ve hekim klinik olarak şüpheleniyorsa histeroskopi yapılabilir.

Klasik biyopsi yöntemlerinde rahim iç tabakasının hepsi örneklenmediği için lokalize patolojilerin tanısı konulmayabilir. Histeroskopide rahim içi direk olarak görüldüğü için her yerden biyopsi alınabilir.

Ayrıca özellikle meme kanseri nedeniyle Tamoxifen kullanan hastalarda şüpheli durumlarda histeroskopi yapılabilir.

Tüp bebek uygulanacak hastalarda uygulama öncesi bütün hastalara histeroskopi yapılması tartışmalı olmakla birlikte, şu an için rutin olarak önerilmemektedir. Ama tüp bebek tedavi başarısızlıklarında histeroskopi sık uygulanan bir incelemedir.

2.Cerrahi (Operatif) Histeroskopi:

a. Endometrial Polipler:

Polip rahim içerisine yerleşen ve adet kanamasının fazla olmasına neden olabilen “et parçası” olarak tanımlanabilecek bir yapıdır. Küçük polipler genellikle daha çok kanamaya neden olmakla birlikte, büyük polipler sıklıkla kanamaya neden olmazlar.

Çocuk sahibi olmak isteyen hastalarda ise rahim içerisindeki alanı azalttığı için normal yollarla veya tüp bebek uygulanacak hastalarda gebelik oranını düşürürler. Polip çapı 3 cm’den küçükse ofis histeroskopisiyle alınabilir, daha büyük poliplerde cerrahi (Operatif) histeroskopi yapmak gerekir. Hastanın kanama veya çocuk isteği olsun olmasın, poliplerin %1’inde kanser olasılığı olduğu için cerrahi olarak alınması önerilir.

b. Miyomlar:

Miyomlar rahimin dış yüzeyi, ortadaki kas tabakası veya iç tabakasına yerleşebilir. İç tabakaya yerleşen veya orta tabakasında olmakla birlikte iç tabakaya bası yapan miyomlar adet kanamasının fazla olmasına, kansızlığa ve çocuk isteyen hastalarda gebelik olmamasına veya düşük ve erken doğum risklerinde artmaya yol açabilirler. Eğer miyom tamamen rahimin iç tabakasına yerleşmişse veya %50’sinden fazlası iç tabaksının içindeyse histeroskopik olarak alınabilir. Boyutu 3 cm’den küçükse ofiste, 3-5 cm ise cerrahi (Operatif) histeroskopi ile alınabilir.

Daha büyük miyomlarda histeroskopi oldukça zordur. Bir kısmı rahim içinde ve bir kısmı kas tabakasının içerisinde olan hastalarda bazen iki girişim gerekebilir.

 

c. Rahim içi yapışıklıklar:

Geçirilmiş myom ameliyatı, kürtaj  veya sezaryen gibi ameliyatlardan sonra ve rahim tüberkülozundan sonra rahim iç tabakasında yapışıklıklar oluşabilir. Bu hastalarda adet hiç olmayabilir, adet kanaması normalden az olabilir veya yapışıklık az ise adetler normal olabilir. Yapışıklık çok az olsa bile hastalar gebe kalmayabilir veya düşük olabilir. Çocuk sahibi olmak isteyen hasta grubunda en iyi tedavi histeroskopi ile yapışıklıkların açılmasıdır. Bu ofis veya klasik histeroskopi ile yapılabilir. Hastalarda yapışıklıklar tekrar oluşabilir ve tekrar cerrahi girişim gerektirebilir.

 

d. Uterin septum (Rahim İçi Perde, Bölünmüş Rahim, Kalp şeklinde rahim):

Rahim içi perde olarak da adlandırılan doğuştan bir rahim bozukluğudur. Rahimin iç tabakasını bölen septum adı verilen bir doku ile karakterizedir. Bu perde kısa olabildiği gibi bütün rahim iç tabakasını ikiye bölebilir ve hatta vajenide ikiye bölen septum da görülebilir. Rahimdeki bu bölünme, rahim iç kısmının hacmini azalttığı için gebelik oluşumunu engelleyebilir. Gebe kalabilen hastalarda ise düşük ve erken doğum olasılığı yüksektir. Ancak geniş veya derin bir septumu olan hastalarda zamanında doğum da olabilir. Bu nedenle daha önce kısırlık öyküsü olmayan veya düşük yapmamış hastalarda septumun alınıp alınmaması konusu tartışmalıdır. Ancak düşük veya erken doğum öyküsü olan, gebe kalamayan ve tüp bebek uygulanacak hastalarda histeroskopi ile alınması önerilir.

Ayrıca adet dışı kanama veya adet sırasında ağrısı olan hastalarda da alınması önerilir. İşlem ofis veya klasik histeroskopi ile yapılabilir.

e. Endometrial ablasyon (Rahim iç duvarının yakılması):

Anormal kanaması olan ve rahimin alınmasının uygun olmadığı hastalarda rahim iç tabakasının yakılmasıdır. Hastada başka bir hastalık nedeniyle rahimin alınması gibi  zor bir işleme alternatif olarak veya hastanın genç olması ve rahmini aldırmak istememesi durumunda ablasyon yapılabilir. Eğer hasta çocuk istiyorsa ablasyon yapılamaz. Bu işlemden sonra hastanın adet kanaması ileri derecede azalır veya hasta hiç adet görmeyebilir. İşlemin en önemli riski daha sonra kanser olan hastalarda tanının gecikebilmesidir. Rahim kanseri olan hastalarda en önemli belirti anormal kanamadır. Bu hastalarda kanama çok az olduğu için hastalığın fark edilmesi ve tanı konulması daha zordur.

f. Spiral alınması:

Bazı hastalarda spiral normal yöntemlerle alınmayabilir. Bu hastalarda rahim içerisi direk olarak görülerek spiral rahime zarar vermeden alınabilir.

g. Tekrarlayan gebelik kaybı durumunda (Tekrarlayan Düşüklerde) :

Bu hastaların önemli bir bölümünde rahimde yapısal anormalliklere rastlanabilir ve bunların bir bölümü rahim filminde görülmeyebilir. Bu nedenle histeroskopi rutin olmamakla birlikte, bazı hastalara uygulanabilir.

h. Tüp bebekte tekrarlayan başarısızlık:

Embriyo kalitesi iyi olmasına karşın, tekrarlayan başarısız denemesi olan hastalarda rahim içerisinde miyom, polip, yapışıklık veya doğuştan bir bozukluk olup olmadığının araştırılması için histeroskopi yapılabilir.

ı. Rahim içerisindeki damarsal bozuklukların tedavisinde.

i. Rahim içerisine direk olarak kemoterapi verilmesi gerektiğinde.




KVKK
KVKK QR Kod